Anlatım Biçimleri – 5

Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları Test 47

Tebrikler - Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları Test 47 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
Hareketsiz duran sert ağaca baktım ve düşündüm: Bir limonlukta hapsedildiği için, uzaklarda kalan öteki cinsdaşları gibi öğle güneşlerinde sıcak toprağa gölge salamayan, yağmurlarla ıslanamayan, fırtınalarda sarsılamayan, gökyüzünü, yıldızları, ayı görmeye görmeye unutan şu ağaç; bulunduğu köşede acaba mutlu muydu? En değersiz ottan en görkemli çınara kadar her bitkinin gereksinim duyduğu hava ve ışıktan, kuş ve böcek ziyaretinden yoksun olarak bu ağacın soba sıcaklığı ve insan nefesiyle yaşamaktan mutlu olabileceğini sanmak için kendimce akla yakın bir sebep bulamadım. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A
Nesnel verilere başvurulmuştur.
B
Kişileştirme sanatına başvurularak anlatıma güç katılmıştır.
C
İleri sürülen düşünce tanık gösterilerek kanıtlanma yoluna gidilmiştir.
D
Tanımlamalarla söyleyişte yoğunluk sağlanmıştır.
E
Hitaplardan yararlanılmıştır.
1 numaralı soru için açıklama 
Soru 2
Soğuk bir kış günü, karanfil almak için çiçekçi dükkanına girdim. Tatlı bir yaz sıcaklığıyla ısıtılan bu yerin havası, bitkisel özsuların hafif, sert ve yeşil bulgularıyla dolu idi. İstediğim çiçeklerin destelenmesine kadar, bana gösterilen sandalyeye oturdum. Mutlu bir insanın hayal evi gibi, mevsim, yer ve zaman dışında, istenilebilecek her türlü renkte otlar, yapraklar ve çiçeklerle dolu olan bu adeta sihirli dükkanda sessiz bir hayat ile nefes aldığı hissedilen karanlık yapraklı, bodur bir hurma ağacından başka hiçbir şeyle ilgilenmedim. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A
Tartışma - Açıklama
B
Açıklama - Betimleme
C
Betimleme - öyküleme
D
Öyküleme - örnekleme
E
Açıklama – somutlama
2 numaralı soru için açıklama 
Soru 3
Çocuk edebiyatının yetişkin edebiyatından farklı olduğu düşünülmektedir. Onlara göre kitabın edebî yönünden çok, ahlaki ve eğitici yönü önemlidir. Hâlbuki çocuk edebiyatı diğer edebiyat türlerinden ayrılamaz. Aynı değer yargılarından geçer. İyi bir çocuk kitabının sadece eğitici ve ahlaki değerler vermesi yeterli değildir. Edebî temelleri oluşturması da beklenir. Demek ki iyi bir çocuk kitabı, çocuğun ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan ve çocuğun zevkle okuduğu eser olmalıdır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?
A
Tartışma - örnekleme
B
Açıklama - tanımlama
C
Betimleme - karşılaştırma
D
Tartışma - karşılaştırma
E
Açıklama - tanık gösterme
3 numaralı soru için açıklama 
Soru 4
Devrik cümleyi ben çıkarmışım, ben yayıyormuşum. Öyle diyorlar. Bir de Yalçın'ı okusunlar. O da mı benden öğrendi? Neden öyle yazıyor? Söyleyeyim ben size: Yazı dilinin konuşma dilinden başka olmasını isteyen dar görüşlüler dilediklerince tepinsinler, devrik cümle giriyor, girdi yazı diline. Ben istediğim için değil, çağımız istediği için. Konuşma dili, devrik cümle, yarının canlı, güzel ışıklı Türkçesi. Onun geldiğini göremeyenler, sezemeyenler kendilerine ağlasınlar! Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A
Açıklama – Örnekleme
B
Tartışma – Örnekleme
C
Öyküleme – Benzetme
D
Öyküleme – Karşılaştırma
E
Açıklama – Tanık gösterme
4 numaralı soru için açıklama 
Soru 5
İlk psikolojik roman olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir Mehmet Rauf'un "Eylül"ü. Eser, bir bakışın, gülüşün tahlilini sayfalarca anlatarak bir psikolojik roman olmanın hakkını fazlasıyla veriyor. Bir bağ evinde başlayan roman, oradaki ortamdan bahsederek aile bireylerini de tanımamızı sağlar. Sonrasında tatilin devamı için yalıya geçiş... Ve işte öykünün tamamına yakın bölümünün anlatılacağı sahne. Suat'ın olgun, sevecen, anlayışlı, iyi niyetli, uysal hâlleri, Süreyya'nın, ki Suat'ın eşi olur kendileri, şen şakrak, şakacı kişiliği ve Necip'in beyefendi, olgun tavırları son derece başarılı bir şekilde anlatılmıştır. Ne var ki "Eylül", Halit Ziya'nın "Aşk-ı Memnu" romanını anımsatıyor, özellikle bağ evi sahnesinden sonra eseri önceden okumuş hissine kapılıyorsunuz. Bu parçada, yazarın Eylül'de bulduğu eksiklik aşağıdakilerden hangisidir?
A
Yalınlık
B
İçtenlik
C
Yoğunluk
D
Özgünlük
E
Açıklık
5 numaralı soru için açıklama 
Soru 6
Tüm fiillere gelebilen "-ma / -me", fiil kök ve gövdelerinden olumsuz fiiller türeten bir ektir. "İ" ek-fiili dışında her fiil kök ve gövdesine gelebildiği için Türk dilinin en işlek türetme eki durumundadır. Bazı gramerler bu eki, fiilde yalnızca biçim ve durum değişikliği yapan çatı eki olarak değerlendirmiştir ancak, "-ma / -me" eki, öteki çatı ekleri gibi fiilin özne ve nesne ile olan bağlantısında yalnız biçim ve durum değişikliği yapmayıp fiile yeni bir anlam yüklediği için doğrudan doğruya türetme eki niteliğindedir. Ek, "sor-ma-", "bil-me-" kelimelerinde de görüldüğü gibi fiilin anlamını tamamen değiştirmiştir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden yararlanılmamıştır?
A
Tartışma
B
Örnekleme
C
Karşılaştırma
D
Tanımlama
E
Tanık gösterme
Soru 7
Macarların savaşçı, ilkel, sanattan anlamayan ve ona değer vermeyen bir ulus olduğu düşüncesi şu sıralar oldukça yaygın. Bu düşüncenin ne kadar yanlış ve yersiz olduğunu anlamak için Macaristan'ın cadde isimlerine bakmak bile yeterlidir. Budapeşte'nin en büyük bulvarı Lenin Korut adını taşıyor. Tuna kıyılarına açılan yemyeşil bir cadde Macarların sevgili şairi Joseph Attila Caddesi. Şehrin en itibarlı bir ana caddesi de Mayakovski Caddesi. Bu cadde, Gorki Bulvarı'na açılıyor. Bir başka büyük bulvara da operet kralı besteci Kalman'ın adını vermişler. En büyük caddesi Bela Bartok Caddesi. Bu sıraladığım cadde adları Macarların sanatı ve sanatçılarını ne kadar sevdiklerini, onlara değer verdiklerini onlarla haklı olarak ne kadar övündüklerini göstermiyor mu? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?
A
Öyküleme - benzetme
B
Açıklama - tanımlama
C
Betimleme - alıntı yapma
D
Tartışma - örnekleme
E
Açıklama - karşılaştırma
7 numaralı soru için açıklama 
Soru 8
Hecelerin uzun ve kısa olmaları özelliğine dayanan ölçüye "aruz ölçüsü" denir. Türkçe sözcüklerin söyleniş biçimlerinin bozulmadan aruza uydurulması işini ilk kez, Edebiyat-ı Cedide (1896-1901) ozanlarından Tevfik Fikret başarmış; daha sonra XX. yüzyıl ozanlarından özellikle Mehmet Akif Ersoy ile Yahya Kemal Beyatlı, onun açtığı yolda konuşma dilini aruza ustalıkla uydurmuşlardır. Bütün bu başarılara karşın aruz, Türk diline aykırı olduğu için binlerce sözü ve cümleyi, imalesiz olarak ona uydurma olanağı yoktu. "Anadolu", "Karadeniz", "seviyorum" vb. sözcükler, şiirlerde neredeyse hiç kullanılamamıştır. Bu durum, yıllarca süren aruz-hece tartışmasına konu olmuştur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?
A
Tartışma - örnekleme - benzetme
B
Açıklama - tanımlama - alıntı yapma
C
Betimleme - somutlama - karşılaştırma
D
Tartışma - örnekleme - tanımlama
E
Açıklama - tanımlama - örnekleme
8 numaralı soru için açıklama 
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
8 tamamladınız.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git