AYT Edebiyat Deneme Sınavı Online Test – Çözümlü
AYT Edebiyat Deneme Sınavı Online Test – Çözümlü
Tebrikler - AYT Edebiyat Deneme Sınavı Online Test – Çözümlü adli sinavini tamamladin.
Karnen asagidaki gibi:
- Soru sayisi: %%TOTAL%%
- Yanlis sayisi: %%WRONG_ANSWERS%%
- Dogru sayisi: %%SCORE%%
- Dogru yüzdesi : %%PERCENTAGE%%
- Yukaridaki istatistiklerinden yola çikarak seninle ilgili düsüncem su: %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1 |
1. Herhalde Hindistan'a yerleşmişti. Bu ülke öyle farklı bir yerdi ki Julian'ınki kadar huzursuz bir ruh bile orada dinginliğe kavuşabilirdi. Bu metindeki "huzursuz bir ruh" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Yeteneksiz, saygısız, üzgün | |
Kaygılı, mutsuz, hoşnut olmayan | |
Kimsesiz, kaygısız, heyecansız | |
Dalgacı, şakacı, baskıcı | |
Sevecen, uyumlu, iyi karakterli |
1 numaralı soru için açıklama
Huzursuz ruh" tedirgin, hoşnut olmayan bir ruh olarak ifade edilmiştir. Cevap B
Soru 2 |
2. Türkçe, somutlama gücü yüksek bir dildir. Dil bilimciler bunu dilimizin ayırıcı ve belirleyici özellikleri arasında sayarlar. Şairlerimiz sevgi, aşk, özlem, acı, ayrılık türünden duyguları, durumları anlatabilmek için sözcüklere alabildiğine özgürlük tanıyarak onları somutlaştırırlar. Bu metinde ileri sürülenleri örneklemek için aşağıdaki dizelerden hangisi kullanılamaz?
Seviyorum seni ekmeği tuza batırıp yer gibi! | |
Geceleyin ateşler içinde uyanarak Ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi seviyorum seni. | |
Yürek değil be, çarıkmış bu manda gönünden. | |
Sevgim damlıyor gözlerimden. | |
Acılarım kurşunlandı dün gece. |
2 numaralı soru için açıklama
A, B, D, E seçeneklerinde "sevgi ve acıma" soyut kavramları, ekmeği tuza batırmak, ağzını musluğa dayayıp su içmek, damlamak, kurşunlanmak gibi somut kavramlarla ifade edilerek somutlaştırma yapılmıştır. C seçeneğinde "yürek" somut anlamıyla, manda derisinden çarık da somut anlamıyla kullanılmıştır. Cevap C
Soru 3 |
3. Ne kadar sabırlı olursan ol, yine de... Bu cümle, aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa söz söyleyen kişinin gerçekçi olması önerilmiş olur?
sabrını zorlama. | |
sabrını kutsa. | |
sabrını sına. | |
iyimser yaklaş. | |
sen bilirsin. |
3 numaralı soru için açıklama
Gerçekçi bir insan sabrını zorlamaz çünkü bu durum kişinin, gücünün üstünde bir çaba harcamasını gerektirir. Cevap A
Soru 4 |
4. (I) Bence İstanbul'da yaşayan gerçek İstanbulluların nostalji yapmaya hakkı var. (II) Bir Parisli 300 yıl önceki Paris'i aynen korumaya devam ediyor.(III) Ama benim çocukluğumun İstanbul'u yok artık.(IV) Ne ağzımı dayayıp kana kana içtiğim çeşmeleri ne de daldan dala atladığım dut ağaçlarını bulabiliyorum; yaşadığım mahalleye gittiğim zaman, onların artık o mahalleler olmadığını görüyorum.(V) Eğer geçmişe öykünmek hakkı varsa bu, herkesten önce İstanbullularındır çünkü bizim çocukluğumuz oralarda kaldı. Bir yazarın, görüşlerini belirttiği bu parçadaki numaralanmış, cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
I. cümlede, kişisel görüşünü yansıtıyor. | |
II. cümlede, bir saptama yapıyor. | |
III. cümlede, gerçeklerden kaçtığını vurguluyor. | |
IV. cümlede, değişimden söz ediyor. | |
V. cümlede, bir yorum yapıyor. |
4 numaralı soru için açıklama
I. cümlede, "bence" diyerek kişisel görüşünü yansıtıyor. II. cümlede, 300 yıl önceki Paris'in, Parislilerce aynen korunduğu saptamasını yapıyor. IV. cümlede, bıraktığı mahallenin aynen kalmadığını belirterek değiştiğini vurguluyor. V. cümlede, geçmişe öykünmek hakkının İstanbulluların olduğunu belirterek bir yorum yapıyor. III. cümlede, gerçeklerden kaçmıyor; İstanbul'un, çocukluğunun kenti olmadığını belirterek gerçekleri kabul ediyor. Cevap C
Soru 5 |
5. Mümtaz: — Bilir misin ki seni gördüğüme çok memnun oldum. Hatta sevindim. Sonra tekrar onun yüzüne korka korka baktı. — Ne kadar güzelleşmişsin! Hem çok, çok güzel olmuşsun... Bu hüzün sana yakışıyor. Bilir misin neye benziyorsun? Betticelli'nin meleklerine... Hani o Passion'da İsa'ya üç çiviyi verene... Suat sözünü kesti: — Bırak bu manasız benzetmeleri... Bir şeyi öbürüne benzetmeden konuşamaz mısın? Bu metinde, Suat'ın cümlesinde dilin kullanıldığı işlev, aşağıdakilerden hangisidir?
Dil ötesi (üst dil) | |
Göndergesel | |
Kanalı kontrol | |
Heyecana bağlı | |
Şiirsel |
5 numaralı soru için açıklama
Suat'ın "Bırak bu manasız benzetmeleri... Bir şeyi öbürüne benzetmeden konuşamaz mısın?" cümlesi doğrudan dilin kendisine yöneliktir, dikkat "dil"e çekilmektedir. Cevap A
Soru 6 |
6. Şair: "Mutluyum Oturduğun (I) semti Ev arkadaşını (II) Öğrenmekten (III) Mutluyum Bir saat karşında (IV) durup orada Yüzüne bakabildiğime Hayatta tek isteğim buydu Mutluyum seni sevdiğime." diyor.(V) Bu şiirde altı çizili sözcükler için ses bilgisi açısından aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
I. sözcükte ünsüz yumuşaması var. | |
II. söz öbeğinde ulama var. | |
III. sözcükte ünsüz benzeşmesi var. | |
IV. sözcükte kaynaştırma ünsüzü var. | |
V. sözcükte ünlü daralması var. |
6 numaralı soru için açıklama
I. sözcükte "oturduğun" sözcüğünde "k"den sonra ünlü geldiği için "k", "ğ"ye dönüşmüş. II. sözcük öbeğinde "ev arkadaşında V'den sonra "a" geldiği için "ulama" olmaktadır. III. sözcükte "öğrenmekten"de "k"den sonra gelen "d" sertleşerek T olmuştur. IV. cümlede "n, s, ş, y" kaynaştırma ünsüzlerinden biri kullanılmamış, "karşında" sözcüğündeki "n" 2. tekil kişi iyelik ekidir. V. sözcük, "demek" mastarına şimdiki zaman eki "-yor" getirildiğinde "-yor" eki, "e" ünlüsünü darlaştırarak "i" ünlüsüne dönüştürdüğü için ünlü daralması meydana gelmiştir. Cevap D
Soru 7 |
7. Bazı insanlar için bir eylencedir okumak. Bir yer de bir kitap gördülermi "nedir" diye bakmadan geçemezler. Onlarda da kitap tiryakiliği vardır. Öğrenmek için okumazlar kitabı; okumaktan haz alırlarda onun için okurlar. Bu parçada kaç yazım yanlışı yapılmıştır?
2 | |
3 | |
4 | |
5 | |
6 |
7 numaralı soru için açıklama
"eylence", "eğlence" olmalı, "bir yer de..." isminde hâli olduğu için bitişik yazılmalı, "gördülermi" zarf öbeği oluşturan "mi" edatı ayrı yazılmalı. "Haz alırlarda", "da" bağlaç olduğu için ayrı yazılmalıdır. Cevap C
Soru 8 |
8. Karla örtülü, uçsuz bucaksız bir kayın ormanı ( ) Saatlerdir gittiğim yolda sadece iki arabayla karşılaşıyorum. Yol levhaları sık aralıklarla ( ) Geyiklere dikkat ( ) ( ) uyarısında bulunuyor. Bu parçada boş bırakılan ayraçlara aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir.
(!), (-), (.), (-) | |
(.), ( '), (.), (') | |
(...), ("), (!), (") | |
(...),( /),( !), (/) | |
(.), (-) (?), (-) |
8 numaralı soru için açıklama
"... bir kayın ormanı" eksiltili bir cümle olduğu için sonuna üç nokta getirilmesi uygundur. "Geyiklere dikkat! "sözü bir alıntı olduğu için ve dikkat çekilmek istendiği için çift tırnak içine alınır. Sözcükler, uyarı niteliğinde olduğu için ünlem işareti kullanılmalıdır. Cevap C
Soru 9 |
9. Lokmalar büyüyordu ağzında, neredeyse bir şişe su bitirdi bir tabak yemekle; yutamıyordu heyecandan. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Nesne eksikliği | |
Özne eksikliği | |
Nesne - yüklem uyumsuzluğu | |
Tamlama yanlışı | |
Gereksiz sözcük kullanılması |
9 numaralı soru için açıklama
Cümlede, "lokmaları" belirtili nesnesi kullanılmamış. bu nedenle anlatım bozukluğu meydana gelmiştir. Cevap A
Soru 10 |
10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?
Bu işten ben de kazançlı çıktım sen de. | |
Herkes o filmi izlemeye gittiler. | |
Oyunu çok beğendi, tam not verdi. | |
Sofrayı topluyorum, köfte yememiş olan var mı? | |
Parklar, hayat alanıdır kentli için, özgürlüktür. |
10 numaralı soru için açıklama
A'da özne yüklem uyumsuzluğu vardır: "Ben de kazançlı çıktım, sen de kazançlı çıktın." olmalıydı. B'de herkes özne olduğunda yüklem tekil olur (gitti). C'de "oyunu" belirtili nesnesi ikinci yüklemle uyumsuzdur; oyuna (dolaylı tümleç) sözcüğü eksiktir. D seçeneğinde gereksiz yardımcı eylem kullanılmıştır, doğrusu "Sofrayı topluyorum, köfte yemeyen var mı?" olmalıydı. Cevap E
Soru 11 |
11. Bulanık bulutlar arasından mavi gök parçalarının görünmesi gibi onun bulanık şiirlerinin arasından da yalın dizelerin ortaya çıkması gelecekteki şairi haber vermektedir. Bu cümle için aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi yanlıştır?
Cümlenin öğeleri, zarf tümleci - özne - belirtili nesne - yüklem olarak sıralanmıştır. | |
Yükleminin türüne göre ad cümlesidir. | |
Yapısına göre girişik birleşik cümledir. | |
Anlamına göre olumlu cümledir. | |
Söz dizimine göre kurallı (düz) cümledir. |
11 numaralı soru için açıklama
Cümle, "Bulanık bulutlar arasından mavi gök parçalarının görünmesi gibi onun bulanık şiirlerinin arasından da yalın dizelerin ortaya çıkması (özne), gelecekteki şairi (belirtili nesne), haber vermektedir (yüklem) olarak sıralanmıştır. "Haber vermektedir." isim-fiili, ek eylem alarak yüklem olduğu için cümle, ad cümlesidir. Cümle, bir temel cümle yüklemi ve isim fiillerden oluştuğu için yapısına göre girişik birleşik cümledir. Olumlu yargı kullanıldığı için anlamına göre olumlu, yüklem sonda olduğu için söz dizimine (kuruluşuna) göre kurallı (düz) cümledir. Cevap A
Soru 12 |
12. (I) Bir şiiri, bir öyküyü, bir romanı, kestirmeden söyleyeyim edebî bir eseri okurken birden durakladığım anlar olur. (II) Metnin sözcük örüntüsünü oluşturan birimlerden birinin çekim alanı içine girdiğimi hissederim. (III) O sözcük, ardına düşürmüştür beni; çekim gücüyle dilin başka bölgelerine sürükleyip götürmüştür. (IV) Okumakta olduğum metin elimdedir. (V) Fakat bu kitabın içinde miyim, dışında mıyım? (VI) Kestiremem. Numaralanmış cümleler için aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi yanlıştır?
Birinci cümlede "olur" sözcüğü, yardımcı eylem olarak kullanılmıştır. | |
İkinci cümle, nesne ve yüklemden oluşmuştur. | |
III. cümlede tamlananında sıfat tamlaması bulunan belirtili isim tamlaması kullanılmıştır. | |
IV. cümlede ek eylemin geniş zamanının III. tekil kişisi kullanılmıştır. | |
VI. cümle, yüklemi basit zamanlı birleşik eylemden oluşan basit yapıda bir cümledir. |
12 numaralı soru için açıklama
Birinci cümlede "olur" sözcüğü tek başına yüklem olduğu için yardımcı eylem değildir. İkinci cümlede "hissederim" sözcüğü yüklem, diğerleri belirtili nesnedir. III. cümlede "dilin başka bölgeleri", tamlananında sıfat tamlaması bulunan belirtili isim tamlamasıdır. IV. cümlede "elimdedir" ad soylu sözcüğü ek eylemin 3. tekil kişi eki "-diri almıştır. V. cümlede "Kestiremem." sözcüğü yapısına göre, kurallı birleşik eylemlerden yeterlik fiilidir. Sadece geniş zamanla çekimlendiği için basit zamanlıdır. Cümlede tek yargı bulunduğu için cümle, yapısına göre basittir. Cevap A
Soru 13 |
13. sevmeyi öğrenmeyen nasıl doldurabilir güzelliği göğsüne Bu dizeler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Birden fazla fiilimsi kullanılmıştır. | |
Birden çok birleşik sözcük vardır. | |
Birden fazla çekim eki almış sözcükler kullanılmıştır. | |
Hem yapım eki hem çekim eki almış birden çok sözcük vardır. | |
Birden çok basit sözcük yer almaktadır. |
13 numaralı soru için açıklama
Bu dizelerde "sevme" ve "öğrenmeyen" fiilimsileri kullanılmıştır. "Nasıl" ve "doldurabilir" birleşik sözcüklerdir. "Göğsüne" sözcüğünde çekim eki olarak iyelik eki ve ismin -e hâli kullanılmıştır. "Sevmeyi", "doldurabilir", "güzelliği", "göğsüne" sözcüklerinde hem yapım eki hem de çekim eki kullanılmıştır. Sadece "göğsüne" (göğüs) sözcüğü yapıca basittir. Cevap E
Soru 14 |
14. Mis gibi şeftalinin sırasıdır şimdi Haziran maziran derken onlar çıkacak Aldatılmış ruhum çıkacak Adım deliye çıkacak Bu dizelerde aşağıdaki sözcük türlerinden hangisi kullanılmamıştır?
Zamir | |
Zarf | |
Edat | |
Sıfat | |
Bağlaç |
14 numaralı soru için açıklama
Bu dörtlükte, "onlar" zamire, "şimdi" zarfa, "gibi" edata, "altadılmış" sıfata örnek gösterilebilir. Bağlaç yoktur. Cevap E
Soru 15 |
15. "Senelerce çok önemli firmalara, erkeklerin nasıl giyinmesi gerektiği konusunda konferanslar verdim. Erkek giyiminin yazılmayan kuralları vardır. Beyaz çorap sadece spor çorap olarak spor ayakkabının içine giyilebilir. Onun dışında erkek giyiminde beyaz çorap yok! Kravat boyu kemerin bitimine kadar olmalı. Kemerin üstünde ya da altında olan kravat uygun bağlanmamıştır. Kol boyu, çok uzun ya da kısa olmamalı çünkü insanı en kötü, perişan gösteren şey ceketin kol boyudur. Bir erkek dirseğini kırdığında gömleğinin beyazı yarım santim görünmeli. Aynı şekilde gömleğin yakası da yarım santim, ceketin dışına taşmalı. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtıdır?
Erkekler, modayla kadınlardan daha çok mu ilgililer? | |
Uzun süre erkek modası ile ilgili çalıştınız; erkeklere söyleyeceğiniz bir şey var mı? | |
Türk modası, dünya modası içinde nasıl bir yer tutmaktadır? | |
Giyim firmaları için reklam önemli midir? | |
Erkeklerin modayı izlemeleri bizim toplumumuzda nasıl karşılanmaktadır? |
15 numaralı soru için açıklama
Erkek modası ile ilgilenen kişinin, birikimi doğrultusunda, erkeklere tavsiyelerde bulunması istenmektedir ve modacı, yapılması gerekenleri sıralamaktadır. Cevap B
Soru 16 |
16. Ben Türkiye'nin çok özel bir konumda olduğunu ve inanılmaz çelişkiler yaşadığını düşünüyorum. Tam Avrupalı gibi olamıyoruz, bir Uzak Doğulu, bir Hintli gibi de değiliz. Bize özgü çok matrak bir dünya var. Arada oluşumuz bizim için bir anlamda inanılmaz bir olanak. Böyle bir hayatı yaşayan insandan çok iyi şair, sinema yönetmeni, tiyatrocu çıkabilir. Bu ortamın olumlu anlamda yoğrulabileceğini düşünüyorum. Bu parçaya göre Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun ortaya çıkaracağı olgu, aşağıdakilerden hangisidir?
Yaratıcılık | |
İçtenlik | |
Duyarlık | |
Çaresizlik | |
Vurdumduymazlık |
16 numaralı soru için açıklama
Bize özgü matrak bir dünyanın olması, arada oluşumuzun ortaya çıkaracağı olgu "yaratıcılık"tır. Cevap A
Soru 17 |
17. "Mekânım Datça olsun." dileği üzerine son yolculuğuna Datça'da uğurlanan Can Yücel, şiirlerinde Datça'nın doğasına olan hayranlığını yansıtmıştı. Can Yücel, şiirinin güzelliğini Datça'nın güzellikleriyle birleştirirken Halikarnas Balıkçısı, Datça Yarımadası'nın ucundaki Knidos için "Harabedir, ıssızdır, yakınında ne bir köy ne de bir insan vardır fakat yaşayan bir kentten daha canlı daha alımlı ve derindir." diyor ve devam ediyor: "--- ama burada çağların silemeyeceği, zamanların söndüremeyeceği bir güzellik var. Burası harabe değil, cennet yıkıntısı!" Bu metinde boş bırakılan yere dil ve düşünce yönünden aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun değildir?
Uygarlığın beşiğidir. | |
Her güzelliğin bir sonu vardır. | |
Çağ, çağı siler, zaman zamanı söndürür. | |
Yüzyıllar geçmiştir. | |
Burada yaşayan yoktur. |
17 numaralı soru için açıklama
B, C, D, E seçeneklerindeki olumsuz yargıların geçerliliğini azaltan "ama" bağlacı bu yargıları karşıt bir yargıya bağlamıştır. Oysa A seçeneği zaten olumlu bir yargıyı dile getirmekte olduğu için bu yargıdan sonra "ama" bağlacının getirilmesi uygun değildir. Çünkü her iki yargı da aynı doğrultudadır. Cevap A
Soru 18 |
18. Doğa, hemen her çağda şiirlere, şarkılara esin kaynağı oldu. Özellikle de çiçekler ve ağaçlar... Sanki o dizeleri okurken çiçeklerin kokularını duyar, ağaçların gölgesinde serinleriz. "Koklamaya kıyamam, benim güzel manolyam." şarkısından etkilenmeyen var mıdır? Edip Cansever'in süseni, İlhan Berk'in taflanı, Can Yücel'in sakız ağacı unutulabilir mi? Bu metnin anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Örneklemelere başvurulmuş. | |
Dil, heyecana bağlı işlevde kullanılmış. | |
Öznel ve nesnel anlatım kullanılmış. | |
Değişik cümlelerde beş duyuya da yer verilmiş. | |
Eksiltili cümle yer almış. |
18 numaralı soru için açıklama
Edip Cansever'in süseni, İlhan Berk'in taflanı örnek olarak verilmiş, kişinin duyguları yansıtıldığı için de dil, heyecana bağlı işlevde kullanılmış, birinci cümlede nesnel anlatım, "Bu şarkıdan etkilenmeyen var mıdır?" yargısında öznel anlatım yer almıştır. "Özellikle de çiçekler ve ağaçlar..." cümlesi eksiltilidir. Metinde "tatma" duyusuna yer verilmemiştir. Cevap D
Soru 19 |
19. Söz kuvvetini kaybetti fakat söylemeliyiz. Çünkü öncülerimiz son dağların üstünden İzmir'e bakıyor. Ordumuz İzmir yoluna düştü. Bir bahar havası içinde yeşildağlardan beyaz şehirlere gidiyoruz. -Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir! İleri! İzmir'e gidiyoruz. Hayal, bu hakikatten sönüktür. Kanlı istila dağlara sığındı, ormanların karanlığına kaçıyor. Kurtarış ordularının sesleri bu dağların en yüksek tepelerine ve ormanların en kuytu köşelerine yetişiyor. Düşman ölüme kaçıyor. Falih Rıfkı Atay (Ağustos 1922) Bu metin tür, dil ve anlatım açısından incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bu metin tür olarak fıkra geleneğinin devamıdır. | |
Metinde kullanılan "söz, ordu, hedef, ileri, kaçış, ölüm" sözcükleri birleşerek "kurtuluş" temasını oluşturmaktadır. | |
"Hayal, bu hakikatten sönüktür." cümlesinde karşıtlıklardan yararlanılarak olayın büyüklüğü ortaya konmuştur. | |
"Düşman ölüme kaçıyor." cümlesi yoğun ve etkili anlatımı örneklemektedir. | |
Metin, göstermeye bağlı edebî türler genel başlığı altında yer alır. |
19 numaralı soru için açıklama
Metinde güncel bir olay işlendiği için yazının türü fıkradır. Fıkra, gazete ve dergi yazılarındandır. Göstermeye bağlı edebî türler tiyatro eserleridir. Cevap E
Soru 20 |
20. ben ölürsem karakutumu bulamayacaklar ... hummalı sabrımın glayöllü dağ köyleri sana hasret şakımak mı yakışacak çok arayacak çocukluğum esas sırrını benim yüzüm bir kedi amipidir. ben ölürsem o kendiliğinden çoğalacak! ... ben ölürsem karakutumu bulamayacaklar ne bir buz yorgunluğu ne bir sinema perdesi yırtık ... küçücük kabrim bir çocuk kalbi gibi haylaz olacak! Bu metin içerik, dil ve anlatım yönünden incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Birinci dizede, düşen uçakların düşüş nedenlerinin anlaşılması için kazadan sonra incelenen karakutu insan için kullanılmış, bununla, şairin ölüm nedeninin bilinmeyeceğine göndermede bulunulmuştur. | |
İkinci dizedeki "glayöl" (bir tür çiçek) sözcüğünün yarattığı tasarım, "hummalı sabır" bağdaştırmasıyla bütünleşerek özgün bir imge oluşturmaktadır. | |
"Ben ölürsem" sözü tekrarlanarak konu pekiştirilmiş, şiirin duygulandırıcı yönü ortaya çıkarılmıştır. | |
Şiirde kullanılan "yağmurun ölüsü, kedi amipi, buz yorgunluğu" gibi alışılmış bağdaştırmalar şiire içten bir hava vermektedir. | |
Şiirdeki kabrin "bir çocuk kalbi gibi haylaz" olarak nitelenmesi, çocukluktaki mutluluğa duyulan özlemi yansıtmaktadır. |
20 numaralı soru için açıklama
Şiirde kullanılan "yağmurun ölüsü, kedi amipi, buz yorgunluğu" gibi söylemler, alışılmış değil, alışılmamış bağdaştırmalardır. Şiir içtenlikten uzaktır çünkü kapalı bir anlatımı vardır. Cevap D
Soru 21 |
21. Kendi kendime hep soragelmişimdir. Başka birinin yaşam öyküsü, anıları, günlükleri, neden ilgilendiriyor, niye bir kişinin yaşam serüveni etkiliyor bizi? Soruların yanıtını "Masalını Yitiren Dev"i okurken buldum. Bu, yaşanan somut gerçeklerin yazınsal ve kurmacasal bir doku içinde verilmesinden doğuyor. Böyle değil de salt var olan ya da yaşanan gerçekler olduğu gibi aktarılıp zaman dizisine uygun bir art ardalık içinde verilseydi, anlatılanlar bir başkasının yaşamı olarak kalırdı. Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
İçten | |
Olgun | |
Kültürlü | |
Bilgiç | |
Dil ve anlatımı güçlü |
21 numaralı soru için açıklama
Bilgiç, bilgisiz olduğu hâlde bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimsedir. Bu parçanın yazarı ise olgun, içten, kültürlü ve dili iyi kullanan biridir. Cevap D
Soru 22 |
22. Yıllarca Bodrum'un Torba Koyu'na gitmişimdir. Yüzlerce kez bu koydaki balıkçıları, balıkçı teknelerini görmüşümdür. Ama bir gün bile onları, Avni Arbaş'ın resimlerindeki gibi görmedim. Ne o ışıkta ne o renklerde ne o gerçekliklerde çünkü benim gördüğüm dış dünyaydı, çıplak gözün algıladığı görüntülerdi. Avni Arbaş'ın resimlerine bakarken Torba Koyu ve balıkçıları ile değil, Avni Arbaş'ın resimleriyle karşı karşıyaydım. Ama aynı zamanda Torba Koyu'nun ve balıkçılarının dünyasını biliyordum. Tıpkı, bir sabah penceremi açtığımda, Boğaz'ı, Abidin'in bir resmi olarak görmem gibi. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada söz edilen ressamların bir niteliği değildir?
İzleyicinin bakış açısını zenginleştiren, onda farklılık yaratan | |
Dış gerçekliği sanat gerçekliği ile kaynaştıran | |
İzleyicinin duygu dünyasına seslenen, onları etkileyen | |
Dış gerçekliğin kendilerinde bıraktığı izlenimleri de aktaran | |
Kendilerini beğendirme kaygısıyla, resimlerini dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaştıran |
22 numaralı soru için açıklama
Ressamlar, doğaya ve insanlara onları çıplak gözle algılayan izleyicilerden farklı bir bakış açısıyla yaklaşmaktadırlar. Yansıttıklarında kendi duyguları ve izlenimleri de vardır. Yani kendi gördüklerini izleyiciye de göstermeye çalışmaktadırlar. Bu durum izleyicide de farkındalık yaratmaktadır. Ressamların kendilerini beğendirme kaygısıyla hareket etmeleri söz konusu değildir. Cevap E
Soru 23 |
23. Aşağıdaki tanımlardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?
Üzerinde söz söylenen olay, durum ya da düşüncedir. (konu) | |
Dilin söz dizimi yönündeki niteliklerinde ya de sözcüklerin ses ve biçim özelliklerinde bilinci olarak değişiklik yapmak, dilde bulunmayan sözcükleri kullanmaktır, (şiir dilinde sapma) | |
Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü teknik biçimlendirme ve söyleyiş özelliği, biçem (tonlama) | |
Konuşma veya okuma sırasında bir hece veye kelimenin diğerlerinden baskılı söylenmesi (vurgu) | |
Belirli görüş, inanç ve alışkanlıkların etkisiyle oluşan düşünme tarzı, (zihniyet) |
23 numaralı soru için açıklama
Bir sanatçıya, çağa, ülkeye özgü teknik biçimlendirme üsluptur. Tonlama ise metnin duygu dünyasına göre sesin alçalıp yükselmesi, ses akışıdır. Cevap C
Soru 24 |
24. "Sekizimiz odun çeker Dokuzumuz ateş yakar Kaz kaldırmış başın bakar Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz." Bu dörtlükteki edebî sanat aşağıdakilerin hangisidir?
Teşbih | |
Mübalağa | |
İrsalimesel | |
Telmih | |
İstifham |
24 numaralı soru için açıklama
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz." cümlesinde ve diğer ifadelerde olabilirlik sınırlarının dışına çıkılmıştır. Cevap B
Soru 25 |
25. Kusursuz bir insandı çünkü... Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa anlam olaylarından dokundurma (tariz) meydana gelir?
kimseyi rahatsız etmek istemez, kendi kendine yeterdi. | |
en iyi okullarda eğitim almış, kendini çok iyi yetiştirmişti. | |
dalkavukluk ve gammazlık işini büyük bir ustalıkla yürütürdü. | |
işlerini kurallara uygun olarak yapar, sorun çıkarmazdı. | |
ailesini ihmal etmediği gibi işlerini de aksatmazdı. |
25 numaralı soru için açıklama
Bir sözü temel anlamının tam tersi anlamda kullanmaya tariz (dokundurma) adı verilir. Burada da dalkavukluk, gammazlık işini ustalıkla yapan kişi kusursuz olamaz. Cevap C
Soru 26 |
26. Dinleyin efendiler şikâyetim var Yandı canım pirelerin elinden Sizlere bir güzel hikâyetim var Yandı canım pirelerin elinden Bu dörtlük için aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
Hece ölçüsüyle yazılmıştır. | |
Bütün dizeleri duraksızdır. | |
Destan nazım biçimi kullanılmıştır. | |
Birinci ve üçüncü dizelerde redif ve zengin uyak yer almaktadır. | |
İkinci ve dördüncü dizelerde nakarat vardır. |
26 numaralı soru için açıklama
İkinci ve dördüncü dizeler 4+4+3 duraklı, üçüncü dize 6+5 duraklı,11"li (bir dizesi 12' li) hece ölçüsüyle yazılmıştır. İkinci ve dördüncü dizeler nakarat halinde tekrarlanmıştır. Birinci ve üçüncü dizelerde "-im var" rediftir, "şikâyet" ve "hikâyet" sözcüklerinde de zengin uyak kullanılmıştır. Dörtlük, destan nazım biçimiyle yazılmıştır. Cevap B
Soru 27 |
27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aruz ölçüsüyle ilgili verilen bilgilere parantez içindeki terim uygun değildir?
Kısa bir hecenin uzun okunması gerektiği anlamına gelir. (imale) | |
Kapalı, yani uzun bir heceyi kısa okumaktır. (zihaf) | |
İki ünsüz arasında bir uzun ünlü ya da bir ünsüz, bir ünlü ve iki ünsüzden oluşan hecenin bir buçuk hece olarak uzun okunmasıdır. (med) | |
Ünsüzle biten bir hecenin, ünlüyle başlayan bir heceye eklenerek açık hece durumuna getirilmesidir. (sektimelih) | |
Uzun heceyi hafifleştirerek okumaktır, (kasr) |
27 numaralı soru için açıklama
Ünsüzle biten bir hecenin, ünlüyle başlayan bir heceye eklenerek açık hece durumuna getirilerek okunması ulamadır (liyezon). Sektimelih (güzel aksama), şiirde tek düzeliği ortadan kaldırmak için aruz kalıbında değişiklik yapmaktır. Cevap D
Soru 28 |
28. I. Sakıyâ camı mey ne hoş gül olur Kim alırsa eline bülbül olur. II. Bakî'ye âb-ı vasi ermez ise Ateş-i hicr ile yanar kül olur. III. Der gören taze dağı sinemde Ne güzel kırmızı karanfil olur. IV. Gam-ı zülfünde dud-u ah-ı kebud Lâciverdî lâtif sümbül olur. V. Rişte-i muy-i dilbere dolaşan Beste-i bend-i zülf ü kâkül olur. Numaralanmış beyitlerden hangisi gazelin makta beytidir?
I. | |
II. | |
III. | |
IV. | |
V. |
28 numaralı soru için açıklama
Şairin mahlasının geçtiği beyte "makta" beyti adı verilir. II. beyitte Bakî'nin adı geçmektedir. Cevap B
Soru 29 |
29. Aşağıdakilerin hangisinde "İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı" hakkında verilen bilgi ile ayraç içindeki sözcük veya sözcük öbeği uyuşmamaktadır?
Bugünkü Türkçede "Şaşkın misafir ev sahibini ağırlar." olarak dile getirilebilen "Endik uma evlikni ağırlar." sözü ile örneklenebilir, (sav) | |
Törenleri yönetenler, "ozan, kam, baksı, şaman" adı verilen ve aynı zamanda din adamı olan kişilerdir. Yuğ törenlerinde ölen kişinin yiğitlikleri, erdemleri yansıtılır, (sagu) | |
Toplulukların "millet olma" aşamasını yansıtan ürünlerdir. Bu ürünlere köklü milletler sahiptir. "Çekirdek, yayılma, saptama" basamaklarından oluşan manzum eserlerdir, (destan) | |
Bu dönemde "şölen" adı verilen eğlence ve ziyafet törenleri, "sığır" denilen sürek avları düzenlenmiş, kopuz adı verilen saz eşliğinde aşk, doğa, savaş, yiğitlik temalı şiirler söylenmiştir. (koşuk) | |
Veziri tarafından 732 yılında diktirilen ve Yollug Tigin tarafından yazılan anıtta o günün sorunları ortaya konmakta, topluma öğüt verilmektedir.(Bilge Kağan Anıtı) |
29 numaralı soru için açıklama
Bilge Kağan Anıtı 735 yılında oğlu tarafından diktirilmiştir. 732'deki Kül Tigin Anıtı'dır. Cevap E
Soru 30 |
30. XIX. yüzyılda hem divan hem de halk edebiyatı tarzında yazdığı şiirleriyle tanınmış, medrese tahsili yaptığı için "kâtip" olarak Anadolu'nun pek çok yerinde görev almış, Rusların, sılasını işgal etmeleri üzerine söylediği "Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş / Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı" şiiri çok ünlü olan, tasavvufla yakın ilgisi bulunmayan bir şairimizdir. Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
Bayburtlu Zihni | |
Dadaloğlu | |
Erzurumlu Emrah | |
Seyrani | |
Dertli |
30 numaralı soru için açıklama
Özellikleri verilen halk edebiyatı sanatçısı Bayburtlu Zihni'dir. Cevap A
Soru 31 |
31. Aşağıdakilerden hangisi "masal"ın özelliklerinden biri değildir?
Masalın başında, ortasında ve sonunda tekerlemelere yer verilir. | |
Olay, hayali bir yerde geçer. | |
Yüzeysel anlatımdan kaçınılır, neden - sonuç ilişkileri irdelenir. | |
Faydalı olma amacı baskındır. | |
Zamanın tarihî zamanla bir ilgisi yoktur. |
31 numaralı soru için açıklama
Masallarda yüzeysel bir anlatım vardır. Neden - sonuç ilişkisine pek inilmez. Cevap C
Soru 32 |
32. Şiirde okuyucuyu uyarma, ona yol gösterme amacını taşıyan, doğruyu, güzeli öğretmeye yönelik düşünce ve üsluptur. Kısa ve özlü anlatım esastır. Atasözlerine, deyimlere, halk söyleşilerine sıkça rastlanır. Dünya görüşü, yaşam deneyimine dayanmaktadır. Düşünce ve bilgi ağırlıklı didaktik şiirler oluşturan, XVII. yüzyılda bir akım olarak dikkati çeken divan şiiri üslubudur." Bu metinde tanıtılan "edebî üslup" ve öncüsü olan şair aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Sebk-i Hindî - Nailî | |
Hikemî şiir - Nabî | |
Türkî-i Basit - Tatavlalı Mahremi | |
Sebk-i Hindî - Şeyh Galip | |
Hikemî şiir - Nedim |
32 numaralı soru için açıklama
Özellikleri verilen, "hikemî" tarzdır. Öncüsü de Nabî'dir. Cevap B
Soru 33 |
33. Aşağıdakilerin hangisinde divan edebiyatı teriminin açıklaması yanlıştır?
Berceste: Bir şiirdeki en güzel dizeye verilen addır. | |
Müfred: Bir beyitten oluşan şiirdir. | |
Mazmun: Özellikle divan edebiyatında bazı kavram ve düşüncelerin ifadesinde kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Örneğin, kaş sözcüğünün yay ile yansıtılması. | |
Azade: Tek dörtlükten oluşan şiirdir. | |
Şehrengiz: Sözlük anlamı, şehri karıştırandır,şehrin güzelliklerini ve güzellerini anlatan eserdir. |
33 numaralı soru için açıklama
Azade, tek dizeden oluşan şiirdir. Cevap D
Soru 34 |
34. Tasavvuf felsefesini içeren alegorik (simgesel) eserde "Hüsn" (güzellik) adlı genç kızla "Aşk" adlı delikanlı, Benî Muhabbet adlı bir Arap kabilesinde aynı gün doğarlar. Büyüyünce Mekteb-i Edep (Terbiye Okulu)'te Mollayı Cünun (Çılgınlık hocası)'dan aşk ve sevgi üzerine dersler alırlar. Bir ara yanlarına kabilenin kabadayısı Hayret (kendinden geçiş) gelir. Hüsn ondan çekinip evine kapanır. Sunan (söz), Hüsn ile Aşk'ın mektuplaşmalarını sağlar. Aşk, dayanamayıp kabile ulularından Hüsn'ü ister. Onlar da Kalb (Gönül) ülkesindeki Kimya (iksir, tılsım)'yı elde etmesini şart koşarlar. Aşk, lalası Gayret ile yola çıkar. Bu yol, masallardaki gibi tehlikelerle doludur. Bu tehlikeleri aşıp Kalb kalesine ulaşır. Aşk, burada harikulade bir resim görür ve sevgilisi Hüsn'e kavuşur. Anlar ki Hüsn aslında kendi içindedir. Sonuçta Aşk, Hüsn olmuştur; Hüsn de Aşk. Bu metinde söz edilen eser için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Eser Şeyh Galip'e aittir. | |
Mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. | |
Mollayı Cünun bir tekkedeki mürşidi simgelemektedir. | |
Kalp kalesine ulaşmak için geçilen tehlikelerle dolu yol, tasavvuftaki "çile"yi karşılar; Aşk ise "Tanrı"yı simgelemektedir. | |
Son cümleyle tasavvuftaki fenafillah mertebesi belirtilmiştir. |
34 numaralı soru için açıklama
Metindeki aşk, tasavvuftaki Tann'yı simgelemez, Tann'ya kavuşmak isteyen insanı simgelemektedir. Cevap D
Soru 35 |
I. | |
II. | |
III. | |
IV. | |
V. |
35 numaralı soru için açıklama
Yerli ilk roman Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eserdir. Bu eser verilmemiş. Cevap A
Soru 36 |
36.Bir ıtık-nâmedir insana senin kaanûnun . Bildirir haddini sultâna senin kaanûnun (Senin kanunun insana bir hürriyet belgesidir. Senin koyduğun kanun, padişahlara bile haddini bildirir.) Bu beyit, içerik özellikleri dikkate alındığında aşağıdaki edebî dönemlerden hangisinde yer alır?
Divan | |
Tanzimat | |
Servetifünun | |
Fecriati | |
Millî Edebiyat |
36 numaralı soru için açıklama
Hürriyet, kanun" gibi kavramlar, Tanzimat şiirinin konusu olmuştur. Cevap B
Soru 37 |
37. Tanzimat Dönemi'nde edebiyat çalışmalarını birinci plana almayıp bunu bir amatör gibi sürdürse de yeni Türk edebiyatının oluşmasında oldukça yararlı olmuştur. Batı'dan Türkçeye ilk şiir çevirisi yapanlardan biridir. Onun "Ondokuzuncu Asır" adlı şiiri, hâlâ eskiye dönük kalmakta direnenlere çağdaş uygarlığı tanıtması bakımından değerlidir. Bu metinde tanıtılan devlet adamı, şair, yazar aşağıdakilerden hangisidir?
Sadullah Paşa | |
Leskofçalı Galip | |
Yenişehirli Avni | |
Ahmet Vefik Paşa | |
Mustafa Reşit Paşa |
37 numaralı soru için açıklama
"Ondokuzuncu Asır" şiirinin şairi ve yenileşme konusunda insanları ikna etmeye çalışan devlet adamı Sadullah Paşa'dır. Cevap A
Soru 38 |
38. --- sanatçıları Batı uygarlığına özellikle Fransa'ya hayranlık duymuşlardır. Devlet ve siyaset konularına dokunmak, vatan, hürriyet, istiklal, inkılap gibi sözcükleri kullanmak yasak olduğu için açıkça toplumsal yazılar yazma olanağı bulunamamış; aşk, merhamet "gibi temalar üzerinde durulmuştur. Şiir düz yazıya yaklaştırılmış, kulak için kafiye geçerli sayılmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Tanzimat | |
Edebiyat-ı Cedide | |
Fecriati | |
Millî Edebiyat | |
Cumhuriyet |
38 numaralı soru için açıklama
Özellikleri verilen edebî döneme Edebiyat-ı Cedide (Servetifünun) adı verilmiştir. Cevap B
Soru 39 |
39. Aşağıdakilerin hangisinde sanatçı, eser, tür eşleştirmesi yanlıştır?
Ziya Paşa - Defter-i Amal -Anı | |
Namık Kemal - Takip - Eleştiri | |
Ahmet Mithat Efendi - Kıssadan Hisse - Öykü | |
Direktör Âli Bey - Pejmürde - Şiir | |
Recaizade Mahmut Ekrem - Çok Bilen Çok Yanılır - Oyun |
39 numaralı soru için açıklama
"Pejmürde" adlı şiir kitabı Direktör Âli Bey'in değil, Recaizade Mahmut Ekrem'indir. Cevap D
Soru 40 |
40. Secilerin kullanıldığı ve şiirsel bir anlatımın hâkim olduğu düz yazılara "mensur şiir" adı verilmektedir. Türk edebiyatında mensur şiir ilk kez... Dönemi'nde ... tarafından yazılmıştır. "Mensur Şiirler" ve "Mezardan Sesler" yazarın bu alandaki eserleridir. Bu metindeki boşluklara aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
Tanzimat - Abdülhak Hamit Tarhan | |
Servetifünun - Halit Ziya Uşaklıgil | |
Fecriati - Tahsin Nahit | |
Millî Edebiyat - Ruşen Eşref Ünaydın | |
Cumhuriyet - Mustafa Necati Karaer |
40 numaralı soru için açıklama
Mensur şiir, Türk edebiyatında ilk kez Servetifünun Dönemi'nde Halit Ziya Uşaklıgil tarafından yazılmıştır. Cevap B
Soru 41 |
41. Kardeşlerim, evlâtlarım! ruhu göklerde olan ecdadımız minarelerimizden yedi yüz senenin şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. ... Milletlerin ilâhi hakkı ilân olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir. Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı (ağırbaşlılığımızı), adalet ve terbiyemizi unutmayacağız. Yemin ediniz! Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz: Bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz. 23 Mayıs 1919 Sultanahmet Mitingi Bu metinde mitinge katılanlara yemin ettiren sa-natçı aşağıdakilerden hangisidir?
Halide Nusret Zorlutuna | |
Ruşen Eşref Ünaydın | |
Halide Edip Adıvar | |
Hamdullah Suphi Tanrıöver | |
Falih Rıfkı Atay |
41 numaralı soru için açıklama
23 Mayıs 1919'da Sultanahmet Mitingi'nde halka seslenen ve onlara yemin ettiren sanatçı Halide Edip Adıvar'dır. Cevap C
Soru 42 |
42. Aşağıdakilerin hangisi ayraç içinde verilen dönemde ya da edebî anlayış içerisinde savunulan bir görüş olamaz?
Zerrelerden güneşlere kadar güzel olan her şey şiirin konusu olabilir. (Tanzimat) | |
Her şey şiirin konusu olabilir. (Servetifünun) | |
Sanat şahsî ve muhteremdir. (Fecriati) | |
Canlılık, samimiyet ve daima yenilik. (Yedi Meşaleciler) | |
Şairane üsluba evetl (I. Yeniler) |
42 numaralı soru için açıklama
I. Yeniler şairane üsluba karşıdır. Günlük konuşma dilini şiirlerinde kullanmışlar, nükteli anlatıma yönelmişlerdir. Cevap E
Soru 43 |
43. Sanatçı, yalın bir dil ve hece ölçüsüyle halk edebiyatı biçimlerinden, folklordan yararlanarak didaktik şiirler yazmıştır. Tanzimat'tan beri süregelen ancak dağınık olan Türkçülüğü sistemleştirerek Türk Sosyolojisini kurmuştur. "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" makalesi çok önemlidir. "Altın Işık" bazı şiirlerinin yer aldığı eseridir. Bu metinde tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
Ziya Gökalp | |
Ömer Seyfettin | |
Ali Canip Yöntem | |
Mehmet Fuat Köprülü | |
Ahmet Hikmet Müftüoğlu |
43 numaralı soru için açıklama
Tanıtılan sanatçı Ziya Gökalp'tir. Cevap A
Soru 44 |
44. Aşağıda yazarlarıyla verilen eserlerden hangisi "Kurtuluş Savaşı" romanı değildir?
Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar | |
Çete - Refik Halit Karay | |
Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali | |
Kalpaklılar - Samim Kocagöz | |
Küçük Ağa - Tarık Buğra |
44 numaralı soru için açıklama
Kuyucaklı Yusuf adlı roman, Kurtuluş Savaşı'nı konu olarak almamıştır. Cevap C
Soru 45 |
45. Başka san'at bilmeyiz, karşımızda dururken Söylenmemiş bir masal gibi Anadolu'muz. Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun ... Ayrılıyor yolumuz. Bu dörtlüğün, içerik ve biçim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda aşağıdaki şairlerin hangisi tarafından yazıldığı söylenebilir?
Ece Ayhan | |
Faruk Nafiz Çamlıbel | |
Melih Cevdet Anday | |
Attila İlhan | |
Oktay Rifat |
45 numaralı soru için açıklama
Heceyi, memleketçiliği savunan, Anadolu'yu tanıtmak isteyen bir şairin şiirinden alınmıştır. Bu özellikleri taşıyan sanatçı Faruk Nafiz Çamlıbeldir. Cevap B
Soru 46 |
46. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi'nde Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren sanatçıların yer aldığı edebî dergilerden biri değildir?
Kültür Haftası | |
Çınaraltı | |
Ağaç | |
Hisar | |
Mavi |
46 numaralı soru için açıklama
Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şairler "Mavi" dergisinde bir araya gelmemişlerdir. Cevap E
Soru 47 |
47. Türkiye dışı çağdaş Türk edebiyatçılarından --- Kırgız edebiyatının dünyaca tanınmış yazarıdır. Eserlerinde ana tema savaş, aşk, doğa ve vatan sevgisidir. Manas destanından etkilenmiş, esinlenmiş, sembolleri ve mecazları ustalıkla kullanmıştır. "Selvi Boylum Al Yazmalım" ve "Cemile" önemli eserlerindendir. Kırım Türklerinden olan --- ise II. Dünya Savaşı'nda Rus ordusunda askerken Almanlara esir düşmüş, müttefik devletlere sığınmıştır. "Onlar da İnsandı", "O Topraklar Bizimdi", "Yurdunu Kaybeden Adam" eserleri önemlidir. Bu metinde tanıtılan sanatçılar aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
Aka Gündüz - Hikmet Birand | |
Hasan İzzettin Dinamo - Ali Fuat Başgil | |
Cengiz Aytmatov - Cengiz Dağcı | |
Pertev Naili Boratav - Zeyyat Selimoğlu | |
Mahmut Makal-Bedii Faik Akın |
47 numaralı soru için açıklama
Tanıtılan sanatçılar, Cengiz Aytmatov ve Cengiz Dağcı'dır. Cevap C
Soru 48 |
48. Geçmiş olayları günümüze gönderme yapacak biçimde kurgulayan, günümüzde yaşadığımız ikilemleri dolaylı olarak düşündüren oyunların başında Turgut Özakman'ın Fehim Paşa Konağı (I) ve Resimli Osmanlı Tarihi (II) gelir. Efsaneler, masallar tiyatro yazınına esin kaynağı olmayı bu dönemde de sürdürmüştür. Güngör Dilmen'in Deli Dumrul (III) , Troya İçinde Vurdular Beni (IV) , Bos Beşik (V) adlı eserleri bunlara örnek gösterilebilir. Bu metinde numaralanmış eserlerden hangisi bir bilgi yanlışlığına neden olmaktadır?
I. | |
II. | |
III. | |
IV. | |
V. |
48 numaralı soru için açıklama
Boş Beşik adlı oyun Güngör Dilmen'e değil, Necati Cumalı'ya aittir. Cevap E
Soru 49 |
49. Bireyin iç dünyasını esas alan hikâye ve romanlarla toplumcu gerçekçi anlayışla yazılan hikâye ve romanlar karşılaştırıldığında aşağıdakilerden hangisi ortak noktaları olur?
İç sıkıntısı, bireyin kimlik sorunları ve yalnızlığın tema olarak ele alınması | |
Empoze edilmek istenen tezin olay, mekân, zaman aracılığıyla aktarılması | |
Estetizme önem verilmesi | |
İnsan gerçekliğinin işlenmesi | |
Doğal bir dille yalın bir anlatımın yapılması |
49 numaralı soru için açıklama
Toplumcu gerçekçi eserlerde iç sıkıntısı, bireysellik yoktur, geçim derdi ve toplumsallık vardır; estetizme önem verilmez. Her ikisinde de işlenen, değişik yönleriyle de olsa insan gerçekliğidir. Cevap D
Soru 50 |
50. Romanın kahramanlarından Mümtaz, bir kalp adamı olarak yaşadığı toplumun çatışmalarını içinde taşıyan bir kişidir. Nuran'a olan aşkı, genç kadının kişiliğiyle bütünleşen Osmanlı-Türk kültürünün özelliklerinde odaklanmıştır. Nuran, eski kültürün simgesi olan sevgilidir. Batı kültürünü de sindirmiş olan Nuran, Mümtaz için bir ufuktur. İhsan, Batı ve Doğu kültürünü kişiliğinde harmanlamış olgun bir kişidir. Suat, sefil ve hastalıklı (marazi) kişiliği, isyankârlığı ve sorumsuzluğuyla etrafındaki her şeye yabancı ve düşmandır. Bu metinde kahramanları tanıtılan eser ve yazarı aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Huzur -Ahmet Hamdi Tanpınar | |
Tutunamayanlar - Oğuz Atay | |
İnsan ve Şeytan - Samiha Ayverdi | |
Gece - Bilge Karasu | |
Evlerden Biri - Orhan Kemal |
50 numaralı soru için açıklama
Kahramanları Mümtaz, Nuran, İhsan ve Suat olan roman Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eseridir. Cevap A
Soru 51 |
51. Bu şiir akımında dilde değiştirimlere gidilir. Bunun için yaygın olarak konuşma diline sırt çevrilir, soyut dile ulaşılmaya çalışılır. Türkçenin yapısı zorlanır, dil bilgisi kuralları az çok çiğnenir, söz dizimi bozulur. Dilde sapmalarla yeni bir şiir dili kurulur. Aşağıdaki dizelerden hangisi bu şiir akımını örneklemez?
Çıktım bir bir camları caddeleri indirdim | |
Herkes istediği nerelerde çocuk olmaklı ben hiç kimseli değilim ben senli | |
Sizin o pazar günsüz kuyularda kalmalar | |
Ellerin var beyaz güller gibi küçücük mutlak kalbin tomurcuklardan pembe | |
Nerden kalmıştırdı takılıp bir gelin teli saçlarında darmadağın |
51 numaralı soru için açıklama
A, B, C, E seçeneklerinde şiir dilinde sapmalar vardır. D seçeneğinde ise şiir dilinde sapma yoktur. Cevap D
Soru 52 |
52. II. Yeni şiiri ile karşılaştırıldığında aşağıdakilerden hangisi I. Yeni şiirinin özelliğidir?
Konuşma dilinin dışına çıkmak | |
Basitlikten ayrılmak | |
Edebî sanatlardan uzaklaşmak | |
İmgelere çokça yer vermek | |
Aklın mantıksal işleyişine sırt çevirmek |
52 numaralı soru için açıklama
II. Yeni şiirinde edebî sanatlara çokça yer verilir. I. Yeni (Garip) ise edebî sanatları kullanmaktan kaçınır, günlük dili kullanır. Cevap C
Soru 53 |
53. Aşağıdaki yapıtlardan hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır?
IV. Murat | |
Kahvede Şenlik Var | |
Parkta Bir Sonbahar Günüydü | |
Sevdican | |
Göçmüş Kediler Bahçesi |
53 numaralı soru için açıklama
"IV. Murat", Turan Oflazoglu'nun oyunu, "Kahvede Şenlik Var", Sabahattin Kudret Aksal'ın oyunu, "Parkta Bir Sonbahar Günüydü", Recep Bilginer'in oyunu; "Göçmüş Kediler Bahçesi" ise Bilge Karasu'nun hikâyesidir. Cevap E
Soru 54 |
54. Kitap, kitaba çağrı çıkarır. Okudukça, okumanın yolları çözülüyordu. Dünya avuçlarımın içindeydi. Arşimet'in, sopayı kaldıraç yapıp dünyayı yerinden oynatması gibi ben de her düşünceyi, her güzelliği duyarlığımda taşıdığıma inanıyordum. Bilgi, gücünü kitaptan alıyordu, kitap insandan. Bilgiye ancak kitapla egemen olunacağına inanıyordum. Bu metnin yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?
Fıkra | |
Deneme | |
Anı | |
Otobiyografi | |
Öykü |
54 numaralı soru için açıklama
Yazar iddiasız bir biçimde kendi kendisiyle konuşur gibi kültürel birikimini aktardığı için bu metin "deneme"dir. Cevap B
Soru 55 |
55. Olay esasına bağlı metinlerde "çağrışım"a çok yer verilen, hikâye etme yerine bilinç akışının kullanıldığı, bireysel yalnızlık ve toplumdan kaçışın ele alındığı, Marcel Proust ve Virginia Woolf'un temsilcilerinden olduğu akımın bizde de ünlü temsilcileri vardır. Aşağıdaki yazarlardan hangisi, bu parçada sözü edilen akımın temsilcilerinden biri değildir?
Oğuz Atay | |
Bilge Karasu | |
Rıfat İlgaz | |
Adalet Ağaoğlu | |
Yusuf Atılgan |
55 numaralı soru için açıklama
Rıfat İlgaz "Toplumcu Gerçekçi" yazarlarımızdandir. Diğerleri modernizm akımının ilkelerine uymuşlardır. Cevap C
Soru 56 |
56. Aşağıdakilerin hangisinde verilen bilgiyle, ayraç içinde verilen edebî akım uyuşmamaktadır?
Bu akım 1960'lı yıllarda Amerikan edebiyatında kullanılmaya başlanmış, 1980'li yıllardan itibaren de bütün dünyaya yayılmıştır. Gerçek ile hayalin, kurmacanın iç içe olduğu, akıl ve mantığın zorlandığı bir dünya sunulmaktadır. Eser bitirilmeyebilir ya da esere birden fazla son yazılabilir; okura sorular yöneltilebilir. (postmodemizm) | |
Bu akımda çevre ve doğa betimlemelerine önem verilmiş olmasına rağmen bu betimlemeler işlevsizdir, eserleri süslemekten öteye geçememiştir. (romantizm) | |
Bu akım, "dekadan''ların öncülüğünde oluşmuştur. Dekadanlar, toplumsal ve sanatsal düzenin dışına çıkmış, kötümserliğe, imgeye, aşırı duyarlığa, marazi (hastalıklı) temalara eğilim göstermiş, alışılmamış imgeler için yeni sözcükler uydurmuşlardır, (sembolizm) | |
"Ufukları koklayan serüvenci gemiler, raylar üstünde çelik atlar gibi eşelenen geniş göğüslü lokomotifler, pervanesi rüzgârda bir bayrak gibi çırpınan uçaklar" bu akımda ele alınmış ve yüceltilmiştir. (egzistansiyalizm) | |
Empresyonizme tepki olarak doğan bu akımı, savaşın getirdiği yıkımların, ekonomik dengesizliklerin, ahlak anlayışının, sanayinin gelişmesinin yalnızlaştırdığı aydınların yazıları oluşturmuştur. İç gözleme önem verilen bireyci bir yaklaşım ön plandadır, (ekspresyonizm) |
56 numaralı soru için açıklama
Makineleşme ve hızı yücelten edebî akım "fütürizrrTdir. Egzistansiyalizm ise insanın özünü kendisinin yarattığını ileri sürer. Kadere inanmaz. Cevap D
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
56 tamamladınız.
Henüz yorum yapılmamış.