TYT Sosyal Bilgisi Deneme – 7
TYT Sosyal Bilgisi Deneme - 7
Tebrikler - TYT Sosyal Bilgisi Deneme - 7 adli sinavini tamamladin.
Karnen asagidaki gibi:
- Soru sayisi: %%TOTAL%%
- Yanlis sayisi: %%WRONG_ANSWERS%%
- Dogru sayisi: %%SCORE%%
- Dogru yüzdesi : %%PERCENTAGE%%
- Yukaridaki istatistiklerinden yola çikarak seninle ilgili düsüncem su: %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1 |
1. Mutlak anlamda ideolojiden uzak, kesinlikle nesnel ve tarafsız bir tarihçilik anlayışının gerçekleşmeyeceğini tarihçiler bilmelidir. Çünkü bütün teknik titizliğe karşın o da içinde yaşadığı toplumun parçasıdır. Ancak, kendini sürekli sorgulayan tarihçi, tarihsel gerçeğe daha yakın bilgiler elde eder. Geçmişin bir çok biçimde yorumlanabileceğini başından kabul ederek tek yorum saplantısından korunabilir ve geniş görüşlülükle farklı sentezlerden yararlanabilir. Buna göre, bir tarihçinin aşağıdakilerden hangisini dikkate alarak yaptığı araştırmanın gerçeğe daha yakın olması beklenir?
Yazısız belgeleri | |
Toplumun değer yargılarını | |
Kaynakların çeşitliliğini | |
Günümüz anlayışını | |
Devletlerin eğitim politikalarını |
1 numaralı soru için açıklama
Tarih bir çok toplum tarafından ideolojik olarak ele alınmış ve ideolojilerin kabulü anlamında değerlendirilmiştir.Oysaki tarihçi bir ideolog değildir. Olayları farklı kaynaklardan araştırır ve sentezlerlerse daha objektif sonuçlara ulaşılabilir. Cevap C
Soru 2 |
Yalnız I | |
Yalnız III | |
I ve II | |
I ve III | |
II ve III |
2 numaralı soru için açıklama
MÖ 3000 yıllarına kadar Mısır'da "nom" adı verilen şehir devletleri halinde yaşarken MÖ 3000'de kral olan Menes,Mısır'a tamamen hakim olmak üzere ilk kez siyasi birliği sağlamıştır. Kral Menes ile beraber Mısır'da "Firavun" adı verilen dini ve siyasi gücü tanrı kral olan bir yönetim başlamıştır. Siyasi birliğin sağlanması idari ve yönetsel bir durumdur. Cevap C
Soru 3 |
Yalnız I | |
Yalnız III | |
I ve II | |
I ve III | |
II ve III |
3 numaralı soru için açıklama
Türkçenin Safevilerde özellikle yöneticilerde kullanılması yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Moğolların Uygur alfabesini kullanması, Türk kültürünün Moğollar arasında yayılmasını kolaylaştırmıştır. Türkçe'yi kullanan devletlerin ulusal benliklerini kaybetmesi söz konusu değildir. Cevap D
Soru 4 |
Yalnız I | |
Yalnız II | |
Yalnız III | |
I ve II | |
I ve III |
4 numaralı soru için açıklama
Soru 5 |
Yalnız I | |
Yalnız III | |
I ve II | |
I ve III | |
I, II ve III |
5 numaralı soru için açıklama
Avrupa'da XVII. ve XVIII. yüzyıllardaki akılcı ve aydınlanmacı düşüncenin etkisiyle bilimsel araştırmalar yapılarak alet yapımı teknolojiye dönüştürüldü. 1750'li yıllarda İngiltere'de örgü ve iplik makinesinin yapılmasıyla dokuma da patlama yaşandı. James Watt'ın ateşli pompa sistemini bulması makineleşmeyi hızlandırdı. İngiltere kömürü ve demiri kullanmasıyla sanayileşmesini hızlandırdı. Osmanlı Devleti'nin Sanayi İnkılabı'na uyum sağlayamaması, yerli üretimin kalitesiz ve az olması ve pahalı olması nedeniyle, İngiliz kumaşlarının ucuz, kaliteli ve bol olması Osmanlı pazarını etkiledi. Ayrıca XV. yüzyıldan başlayan kapitülasyonların XVIII. ve XIX. yüzyılda yaygınlaştırılmasıyla Osmanlı ekonomisi büyük zarara uğradı. Bu nedenle devlet II. Mahmut döneminde yerli malı kullanımı, kumaş fabrikası ve paranın korunması gibi tedbirler alarak kapitülasyonların etkisinden kurtulmaya çalıştı. Cevap E
Soru 6 |
Yalnız I | |
Yalnız III | |
I ve II | |
II ve III | |
I, II ve III |
6 numaralı soru için açıklama
Soru 7 |
ŞIKKI | |
ŞIKKI | |
ŞIKKI | |
ŞIKKI | |
ŞIKKI |
7 numaralı soru için açıklama
Soru 8 |
8. Mondros Ateşkes Anlaşması'nın 24'üncü maddesi "Altı vilayette (Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır ve Sivas) bir karışıklık çıkarsa, bu iller İtilaf devletleri tarafından işgal edilecektir." denmektedir. Buna göre, İtilaf Devletlerinin 24. maddeyi koydurmalarının amacı aşağıdakilerden hangisidir?
Osmanlı ordusunu zayıflatmak | |
Osmanlı Devleti'ni resmen sona erdirmek | |
Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti'ne zemin hazırlamak. | |
Bölgede Türk Ermeni dengesini sağlamak | |
Yeni Türk Devleti'ni yok etmek |
8 numaralı soru için açıklama
Mondros Ateşkes Anlaşması'nın 24. maddesiyle "Vilayeti Sitte"de bir Ermeni Devleti kurma hayalleri vardır.Buralarda bir karışıklık çıkarsa işgal edilecek ve Ermenilere devlet kurma zemini hazırlanacaktır. Cevap C
Soru 9 |
Yalnız II | |
Yalnız III | |
I ve II | |
I ve III | |
II ve III |
9 numaralı soru için açıklama
İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal ve Kurtuluş Mücadelesi'ni başlatanları padişah ve halifeye karşı geliyorlar fetvasıyla, vatan haini ilân etmişlerdir. Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi karşı fetva yayınlanmıştır. İstanbul Hükümeti padişah ve halifenin kaldırılacağını iddia ederek halkı kışkırtmıştır. Erzurum Kongresi ve TBMM'nin kararlarında halifenin kurtarılacağı işlenmiştir. Bu gelişmelerde Kurtuluş Savaşı'nda psikolojik savaş yönteminin uygulandığını gösterir. Cevap C
Soru 10 |
10. Padişah Vahdettin 1919 yılında yapılan genel seçimleri Müdafaaihukuk yanlılarının kazanması üzerine, seçimleri İttihat ve Terakkicilerin kazandığını ileri sürerek Mebusan Meclisi'nin toplanmasını geciktirmeye çalışmıştır. Padişahın bu tür bir tutum takınması aşağıdakilerden hangisinden endişelendiğini gösterir?
Mondros Mütarekesi'nin uygulanması | |
İşgal devletleri arasında fikir ayrılığının çıkması | |
Mecliste padişah iradesinin etkisiz kalması | |
İstanbul'un işgale uğramasının önlenmek istenmesi | |
Seçimlerin İtilaf Devletlerinin etkisiyle yapılması |
10 numaralı soru için açıklama
1919 yılında Mebusan Meclisi için seçimler yapılmıştı.Mustafa Kemal ve arkadaşları seçimlere Müdafaihukuk grubu olarak katılmıştı. Anadolu'nun bir çok yerinde halkın oyları bu gruba gitmiş ve çoğunluğu elde etmişlerdir.Vahdettin'in seçimlerdeki durum ve Osmanlı Mebusan Meclisi'nin toplanmasıyla istediği gibi hareket edemeyeceğini biliyordu. Nitekim 12 Ocak 1920'de toplanan meclis padişahın ve hükümetinin karşı çıkmasına rağmen 28 Ocak 1920'de Misakımilli kararlarını almıştır. Cevap C
Soru 11 |
11. Heyetitemsiliye Sivas Kongresi'nden sonra bir genelge yayımlamış ve devlet işlerinin padişah adına ve mevcut kanunlara uyularak gerçekleştirileceğini açıklamıştır. Heyeti temsiliye'nin bu şekilde hareket etmesi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
Padişahın Milli Mücadeleyi desteklemek istemesiyle | |
Anadolu'daki siyasi otorite boşluğunun giderilmek istenmesiyle | |
İstanbul Hükümeti'yle işbirliği yapılmak istenmesiyle | |
Bölgesel kurtuluşun sağlanmak istenmesiyle | |
Egemenlik anlayışının değiştirilmek istenmemesiyle. |
11 numaralı soru için açıklama
Temsil Heyeti ilk defa Erzurum Kongresi kararlarıyla bölgesel olarak kurulmuştu. Sivas Kongresi'nde tüm yurdu temsil eder hale getirildi.Temsil Heyeti Sivas Kongresi'nde hükümet gibi hareket etmişti. Ancak Meclis açılmadığı için siyasi otoriteyi sağlamak gerekiyordu. Bunun için de anayasa ve kanunlar lazımdı. Bu nedenlerle mevcut yönetimin başı ve kanunlara dayanarak siyasi otorite kurmak istenmiştir. Cevap B
Soru 12 |
Yalnız I | |
Yalnız II | |
Yalnız III | |
II ve III | |
I, II ve III |
12 numaralı soru için açıklama
20 Ocak 1921'de yayınlanan Teşkilatıesasiye Kanu- nu'nda böyle bir seçim ve milletvekili yasasının olması olağanüstü şartlar ve ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgilidir. Ayrıca ülke hem savaş şartları hem de iç isyanlar nedeniyle parçalanmaya doğru gitmektir. Bu nedenle hem birlik ve beraberliğin sağlanması amaçlanmış, hem de milletvekilleri tüm ülkeden onay almış gibi hareket etmiştir. Cevap E
Soru 13 |
Yalnız I | |
Yalnız II | |
Yalnız III | |
I ve II | |
II ve III |
13 numaralı soru için açıklama
TBMM ile İtilaf Devletleri arasında yapılan Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922)'nın yapılması Yunanlıların Başkomutanlık Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz'la atılmasıdır. Anadolu'daki Yunan işgalinin sona ermesi ve kalıcı barışın sağlanması nedeniyle ateşkes imzalanmıştır. Böylece Kurtuluş Savaşı'nın sıcak savaş dönemi sona ermiş ve diplomasi dönemi başlamıştır. Cevap B
Soru 14 |
14. 1 Nisan 1923 yılında Seçim Kanunu'nda yapılan değişiklikle seçmen yaşı yirmi beşten on sekiz yaşına düşürülmüştür. Aşağıdakilerden hangisinin, Seçim Kanunu'nda yapılan değişikliğin sonuçlarından biri olduğu savunulabilir?
Seçmen sayısının artırılması | |
Milletvekili sayısının artırılması | |
Seçimlerin çift dereceli sistemle yapılması | |
Vergi gelirlerinin artırılması | |
Nüfusun gençleştirilmek istenmesi |
14 numaralı soru için açıklama
1 Nisan 1923'te yapılan kanun değişikliği ile seçmen yaşı 25'ten 18'e düşürülmüştür. Bunun nedeni katılımın daha fazla olmasının istenmesidir. Böylece seçilen milletvekillerinin temsil gücü artırılmıştır. Cevap A
Soru 15 |
Anayasal sisteme geçme | |
Farklı görüşlerin mecliste temsil edilmesini sağlama | |
Kadınlara seçme hakkını verme | |
Ordunun siyasetten ayrılmasını sağlama | |
Medeni Kanun'un kabul edilmesini sağlama |
15 numaralı soru için açıklama
Cumhuriyet Halk Fırkası (9 Eylül 1923) kuruldu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924)'te kuruldu. (5 Haziran 1925)'te kapatıldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası 1930'da kuruldu. Aynı yıl kapatıldı.Bu partilerin kurulmasının ortak amacı farklı görüşlerin yönetime katılmasının sağlanması ve demokratik yönetimin uygulanmasıdır. Cevap B
Soru 16 |
Yalnız l | |
Yalnız II | |
I ve II | |
I ve III | |
I, II ve III |
16 numaralı soru için açıklama
Atatürk dönemi dış politikasının ana hedeflerinden birisi Misakımilli'yi gerçekleştirme, Lozan'dan kalan sorunları çözme, diğeri ise ulusal ve bölgesel barış ve güvenliği sağlamaktır. 1934'te Balkan Antantı, 1937'de Sadabad Paktı'nın kuruluşunda yer alma bölgesel barışa yöneliktir. Aynı zamanda Almanya'nın yayılmasına karşı tedbir almaktır. 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin yapılması ise Almanya'nın ve İtalya'nın saldırgan tutumu karşısında kendi güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Hatay'ın anavatana katılması Fransa'nın bölgeyi boşanmasıyla ilgilidir. Cevap D
Soru 17 |
Yalnız I | |
Yalnız II | |
Yalnız III | |
I ve II | |
II ve III |
17 numaralı soru için açıklama
Bir ülkenin ulusal bağımsızlığını ve varlığını korumak kadar doğal bir durum yoktur. Atatürk "Yurtta barış, dünyada barış"ı esas almıştır. Ancak Türk ulusunu yok etmek ve ülke varlığına kast etmek isteyenin karşısına silahla çıkmayı da bir görev olarak görmüştür. Cevap E
Soru 18 |
18. Canlılar hava küre, su küre, biyosfer ve taş kürenin sunduğu doğal çevre olanaklarından yararlanarak yaşamını devam ettirir. Aşağıdakilerden hangisi, diğerlerine göre farklı bir doğal ortamın etkisine örnektir?
Madenlerin insanların yaşamında giderek önem kazanması | |
Yeryüzündeki bitki türlerinin çeşitlilik göstermesi | |
Deniz turizmi sezonun bazı kıyılarda daha uzun olması | |
Türkiye'de meyvelerin olgunlaşma döneminin bölgelere göre farklılık göstermesi | |
Türklerin Orta Asya'dan kuraklık ve verimsizleşen otlaklar yüzünden göç etmesi |
18 numaralı soru için açıklama
Madenler taş kürenin, diğerleri ise hava kürenin etkilerine örnektir. Cevap A
Soru 19 |
Kuzey | |
Güney | |
Kuzeybatı | |
Güneydoğu | |
Güneybatı |
19 numaralı soru için açıklama
Soru 20 |
A - B kara yolunun gerçek uzunluğu 111 km den fazladır. | |
Bölge Doğu Yarım Küre'dedir. | |
Dağların yüksek kesimlerinde eğim daha fazladır. | |
Kıyıda gelgit etkisi fazladır. | |
Ulaşım kıyı kesimler ve akarsu vadileri boyunca yapılır. |
20 numaralı soru için açıklama
Paralel ve meridyenlerin büyüme yönü Yarım Küre hakkında bilgi verir. Meridyenler sağa doğru büyürse Doğu Yarım Küre, sola doğru büyürse Batı Yarım Küreyi ifade eder. Haritadaki alan Batı Yarım Küre'dedir. B şıkkında verilen Doğu Yarım Küre'de de değil. A - B arası karayolunun kuş uçuşu uzaklığıyla gerçek uzaklığını yaklaşık olarak hesaplayabiliriz. Cevap B
Soru 21 |
1 ve 4 | |
1 ve 3 | |
2 ve 4 | |
3 ve 4 | |
2 ve 3 |
21 numaralı soru için açıklama
Soru kökünde verilen bilgiye göre Kuzey Yarım Küre'de 1 nolu alan, Güney Yarım Kürede ise 3 nolu alan sıcak su akıntılarının etkisindedir. 1 Golfstream, 2 Brezilya sıcak su akıntılarının etkili olduğu alanlardır. Cevap B
Soru 22 |
Çöl iklimi | |
Savan iklimi | |
Karasal iklim | |
Ilıman okyanusal iklim | |
Tundra iklimi |
22 numaralı soru için açıklama
Verilen özellikler sırasıyla savan, ılıman okyanusal, çöl ve tundra iklimlerine aittir. Karasal iklime değinilmemiştir. Cevap C
Soru 23 |
Nehirlerdeki tatlı suyun, tatlı suların %2 sini oluşturduğuna | |
Dünya üzerinde en çok tuzlu suyun bulunduğuna | |
Göllerdeki tatlı suyun yeraltı sularından daha az olduğuna | |
Tatlı suların en çok buzullar ve kalıcı karlarda olduğuna | |
Yüzey sularını nehirler, bataklıklar ve göllerin oluşturduğuna |
23 numaralı soru için açıklama
Nehirlerdeki tatlı su; toplam tatlı suyun %<> 3 ünün % 2 sini oluşturur. Cevap A
Soru 24 |
24. Yeryüzünde tektonik depremlerin en çok görüldüğü yerler, levha sınırları, fay hatları ve genç kıvrım dağlarının uzandığı alanlardır. Buna göre, aşağıdaki yerlerden hangisinde deprem tehlikesinin fazla olduğu söylenemez?
Rusya'nın kuzey kıyıları | |
Güney Amerika'nın batı kıyıları | |
Türkiye - İran - Japonya hattı | |
Akdeniz çevresi | |
Asya'nın doğu kıyıları |
24 numaralı soru için açıklama
Rusya'nın kuzey kıyıları levha sınırının dışında kaldığı için deprem riski azdır. Cevap A
Soru 25 |
Elde edilen bilgilerin kapsamı ile dönemsel ihtiyaçlar arasında bir ilişki vardır. | |
1831'deki sayımda sadece belirli özellikleri taşıyabilen erkek nüfusu sayılmıştır. | |
1831 yılındaki nüfus sayımında Balkanlar'daki nüfus sayılmamıştır. | |
2000 yılı nüfus sayımı sosyal, ekonomik ve demografik unsurları içermiştir. | |
2000 yılı nüfus sayımı daha geniş kapsamlıdır. |
25 numaralı soru için açıklama
Tabloda Balkanlardaki nüfus ile ilgili herhangi bir bilgi yoktur. Cevap C
Soru 26 |
I | |
II | |
III | |
IV | |
V |
26 numaralı soru için açıklama
II numara ile belirtilen alanda Çukurova Delta Ovası yer alır. I Batı Torosiar, III ve IV Kuzey Anadolu Dağları, V ise dağlık Hakkari Yöresi'ni göstermektedir. Cevap E
Soru 27 |
En fazla yağış yaz aylarında görülür. | |
Yaz mevsimi serin geçer. | |
Mayıs ayındaki yağış miktarı, kış aylarının toplamından daha fazladır. | |
Doğal bitki örtüsü ormandır. | |
Kışın kar yağışı ve don olayı etkilidir. |
27 numaralı soru için açıklama
Yaz mevsiminin serin ve yağışlı geçtiği Kars'ta doğal bitki örtüsü gür çayırdır. Cevap C
Soru 28 |
1 | |
2 | |
3 | |
4 | |
5 |
28 numaralı soru için açıklama
1 (Çanakkale çevresi) ve 5'te (Hakkari Bölümü) nüfus yoğunluğunun düşük olması yer şekilleriyle, 3 (Teke Yöresi;ve 4'te (Taşeli Platosu) ise arazinin karstik yapılı olmasıyla açıklanabilir. 2'de (Tuz Gölü çevresi) ise yağış miktarının az olması etkilidir. Tuz Gölü çevresinde yerşekiller engebesizdir. Cevap E
Soru 29 |
Dağlık bölge | |
Yağışlı bölge | |
Ormanlık bölge | |
Fındık tarım bölgesi | |
Seyrek nüfuslu bölge |
29 numaralı soru için açıklama
Ekvator çevresinde belirlenen alan And Dağlarını, en yağışlı bölgeleri (ekvatoral kuşak), ormanlık bölgeleri seyrek nüfuslu bölgeleri kapsarken Orta kuşakta görülen fındık tarım bölgesini kapsamaz. Cevap E
Soru 30 |
30. Can ve mal kaybına yol açan doğal olaylara, doğal afet denir. Doğa olaylarının afete dönüşmesinde iklim, jeolojik yapı, yerşekilleri, insan faktörü, olayın oluşum anı, hızı, şiddeti ve süresi gibi çeşitli faktörler etkilidir. Umulmadık yerlerde, beklenmeyen bir zamanda gerçekleşen doğa olayına karşı insanların önlem alması zordur. Buna göre, aşağıdaki doğa olaylarından hangisi umulmadık yerlerde gerçekleştiği için çok kısa sürede doğal afete dönüşebilir?
Erozyon | |
Volkanizma | |
Kuraklık | |
Heyelan | |
Yıldırım |
30 numaralı soru için açıklama
Don, dolu, yıldırım gibi meteorolojik kökenli doğa olayları hiç beklenmeyen bir yerde aniden etkili olabilir. Bu nedenle insanlara önlem alma fırsatı tanımaz, kısa sürede doğal afete dönüşebilir. Cevap E
Soru 31 |
I. konumda Kuzey Yarım Küre'de gündüzler gecelerden uzundur. | |
II. konum Ekinoks tarihlerinden birine aittir. | |
I. konumda Güney Yarım Küre'de gece süresi gündüz süresinden daha kısadır. | |
II. konumda güneşin doğuşundan batışına kadar kutup noktaları hariç her yerde 12 saat geçer. | |
I. konumda dünyada 24 saatten az gündüz yaşayan yerler vardır. |
31 numaralı soru için açıklama
I. konumda tarih 21 Aralıktır. Bu konumda Güney Yarım kürede gündüzler gecelerden uzundur. Kuzey Yarımkürede ise geceler gündüzlerden uzundur. Cevap A
Soru 32 |
32. Kişi bildiği bir şeyi öğrenmek istemez. Ne zaman bir insan çıkmaza düşse ve kendi çıkmazını anlasa, o zaman bir çıkış yolu aramaya başlayacaktır. Bu çıkış yolunda felsefe onun anlama ve kavrama yöntemi olacaktır. Durum böyle olunca hiç şüphesiz günümüzdeki büyük kültürel ve bilgisel değişmeler sonucunda felsefeye duyulan ihtiyaç daha da artacaktır. Parçada felsefenin hangi işlevi vurgulanmıştır?
Demokrasinin gelişmesine ve işleyişine katkıda bulunması | |
İnsana birçok konuda doğru ve açık düşünebilmeyi öğrenmesi | |
Felsefi düşüncelerin büyük siyasal olayların oluşumunda etkili olması | |
İnsanın bilme ve kavrama ihtiyacını gidermesi | |
İnancın şekillenmesinde önemli rol oynaması |
32 numaralı soru için açıklama
Felsefe insanın bilme ve anlama ihtiyacı duyduğu anda başvurmak zorunda kaldığı ve her zaman da başvurmak zorunda kalacağı bir etkinliktir. Parçada felsefenin bu ihtiyacı giderme işlevi vurgulanmıştır. Cevap D
Soru 33 |
33. Aziz Thomas'a göre, bir fikirden bir varoluşa, basit bir kavramdan gerçek bir varlığa geçilemez. Bu haksız bir biçimde mantıktan ontolojiye geçmektir. Örneğin, zihninizde üzerinde mutlu insanların yaşadığı adalar, periler veya cinler tasarlayabilirsiniz. Bunlar sadece fikirdir ve bu fikir, konusu olan şeyin varlığını içermez. Onları hayal etseniz de üzerinde mutlu insanların yaşadıkları adalar var değildir. Şüphesiz mükemmellik fikri, diğerleri gibi bir fikir değildir. O, mutlak olana, mümkün olan bütün niteliklere sahip olan bir varlıkla ilgili bir fikirdir. Mükemmel varlık fikrinin, mükemmel varlığın var olması fikrini içerdiğini yani Tanrı'nın var olduğunu kabul etmemiz gerekir. Parçada Tanrı'nın varlığını temellendirmeye çalışan kanıtlardan hangisinin bir örneği verilmektedir?
Kozmolojik kanıt | |
Ahlak kanıtı | |
Teleolojik kanıt | |
Ontolojik kanıt | |
Madde kanıtı |
33 numaralı soru için açıklama
Bilindiği gibi Tanrı'yı yine Tanrı kavramının kendisinden yola çıkarak varlığının olması gerektiğini savunan kanıt ontolojik kanıttır. Tanrı tanımı gereği mükemmeldir. Mükemmel olanın da bir niteliğinin eksik olması örneğin var olmaması mümkün değildir. Cevap D
Soru 34 |
34. "Antik çağ Yunan dünyasında Sofistler toplum içinde ahlaki yozlaşmaya yol açmakla eleştirilseler de insana önem vermiş olmaları nedeniyle felsefeye büyük katkı sağlamışlardır. Birçok düşünür ve politikacıya para karşılığı dersler vererek (bilgi ve hitabet sanatını öğretmeye çalışmışlardır) eleştirilen sofistler aracılığıyla felsefe dış dünyadan insan dünyasına yöneltilmiş olacaktır." Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "sofistlerin özellikleri arasında gösterilemez?
İnsan ve değerleri ile ilgilenmeleri | |
Geçimlerini ders vererek sağlamaları | |
Otorite ve geleneği sarsmaları | |
Her şeyin başı olarak insanı görmeleri | |
Felsefi görüşlerini dine ve efsanelere dayandırmaları |
34 numaralı soru için açıklama
Sofistler İlk Çağ'da parçada da ifade edildiği gibi insanla ilgilenmişler, para için dersler vermişler, ahlaki yozlaşmayla yol açarak otorite ve geleneği sarsmışlar, temel ölçütü insan olarak görmüşlerdir. Ancak felsefi görüşlerini dine- mitoslara dayandırmamışlardır. Cevap E
Soru 35 |
35. Kıta Avrupa'sının çağdaş felsefecileri arasında bir grup vardır ki, bu grup doğru bilgiyi önermede, cümlede, yargıda, deneyde, duyguda kısaca geleneksel felsefenin bilgi kuramı kavramlarında aramaz. Bu felsefecileri göre doğruluk, hakikat anlamında ele alınmalı ve varlığın bizatihi kendisinde aranmalıdır. Varlığın varoluş tarzında hakikat kendini açığa çıkartır. Parçada doğruluk ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi vurgulanmıştır?
Kuramları doğrulamak olanaksızdır. | |
Doğru önermede bulunur. | |
Özgürlük doğruluğun temelidir. | |
Doğruluk varlıkla ilişkilidir. | |
Doğruluk kendini sanatta doğrudan verebilir. |
35 numaralı soru için açıklama
Parçada, çağdaş felsefecilerden bir kısmının doğruluğu bilgi kuramının temel kavramlarında aramadığını ve onlar için doğruluğun, varlığın bizatihi kendisinde aranması gereken, dolayısıyla varlıkla ilişkili bir kavram olduğunu öne sürdükleri vurgulanmıştır. Cevap D
Soru 36 |
36. Dil(ler) ortaya çıktıktan sonra, onların gelişmesi,büyümesi sosyolojik açıdan göreli olarak kolay açıklanabilir. Onda büyük bilinmezler yok. Yanıtı bilinmeyen soru şudur: Evrim sürecinde insan, konuşma yeteneğini ne zaman, neden ve nasıl kazandı? Bu soru yalnızca dilbilimcileri değil, antropologları, biyologları psikologları ve başka alan uzmanlarını da ilgilendiriyor. Parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
Dildeki herhangi bir olayı ya da olguyu tümevarım ile doğrulamak mümkün değildir. | |
Dille ilgili kimi sorular birden çok bilim dalının ilgi sahasına girer. | |
Dille ilgili araştırmalarda en çok karşılaşılan güçlük, dili araştıran bilim adamlarının da bir kültürel varlık olmasıdır. | |
Aynı probleme yanıt arayan bilim adamları aynı noktadan yola çıksalar da farklı sonuçlara ulaşabilirler. | |
Dil ile ilgili araştırma yapmanın güçlüğü test edilemeyecek hipotezlerin varlığıdır. |
36 numaralı soru için açıklama
Parçada bir konunun, burada "dirin bilimlere konu olması verilmiştir. Bir çok konu gibi dil de karmaşık konu olup farklı bilim dallarına konu olmaktadır. Cevap B
Soru 37 |
37. Jean Paul Sartre'a göre "insan doğası" diye bir şey yoktur, insan kendini nasıl yapıyorsa öyledir. Jean Paul Sartre'ın bu görüşünü aşağıdaki ifadelerden hangisi destekler?
Mutluluğu sağlayan faydadır. | |
Ahlaklılık insanın kendini koruma içgüdüsünün dışa vurmasıdır. | |
Haz sağlayan şey iyi; acı veren şey kötüdür. | |
Evrende kendi varlığını kendi yaratan tek varlık insandır. | |
Ahlaksal eylemin amacı mutluluktur. |
37 numaralı soru için açıklama
Sartre insanın önce varolduğunu daha sonra ise kendi seçimleriyle kendi özünü oluşturduğunu kabul eder. Parçada da "İnsan kendisini nasıl yapıyorsa öyledir." diyerek insanın kendini yaratan bir varlık olduğu söylenmektedir. Cevap D
Soru 38 |
38. Herakleitos'a göre evrende durağan ve değişmeyen bulunduğunu sanmak bir yanılgıdır. Sonsuz değişmeler içinde değişmeyen tek şey "değişmenin değişmezliği" ilkesidir. Ona göre her değişme belli bir düzene, belli bir ölçü ve yasaya göredir. Bu yasaya Herakleitos logos (akıl) diyor. Evrendeki tüm olaylara logos egemendir. İnsan aklı, evrendeki oluşu yöneten bu "genel aklın" bir parçasıdır. Aşağıdaki ifadelerden hangisi parçada verilen anlayışla çelişir?
Evrende her şey değişim halindedir. | |
Evrendeki değişmeler bir düzene göre olur. | |
Evrende değişmenin olmadığını sanmak bir yanılgıdır. | |
Evrendeki düzeni sağlayan logos (akıl) dır. | |
Evren, hiç değişmeyen, hep kendi kendisiyle aynı kalan özelliktedir. |
38 numaralı soru için açıklama
Herakleitos evrenin sürekli olarak değişim içinde olduğunu savunur ki parçada da bu verilmiştir. Evrenin değişmeden aynı kalan özellikte olması bu anlayışla çelişir. Cevap E
Soru 39 |
39. Demokratik ya da hukuksal otorite ne geleneklerden ne de liderlerin olağanüstü niteliklerinden kaynaklanır. Onun kaynağı insanların doğal yeti, nitelik ve gereksinimlerinden doğan yazılı kurallar, yani hukuk kurallarıdır. Hukuk kuralları yönetilenleri olduğu gibi yönetenleri de bağlar. Buna göre, iktidar kaynağını nereden alır?
Geleneklerden | |
Bireyin karizmatik özelliklerinden | |
Kaba kuvvet kullanmaktan | |
Demokrasi ya da hukuktan | |
Kültürel değerlerden |
39 numaralı soru için açıklama
Parçada "Demokratik ya da hukuksal otorite kaynağını hukuk kurallarından alır." denmiştir. Bu görüş iktidarın kaynağını demokrasi ve hukuk olarak gören anlayıştır. Cevap D
Soru 40 |
40. Gustav Fechner en çok hoşa giden dikdörtgeni belirlemek için deneklere, değişik boyutlarda dikdörtgenler göstermiş ve en çok hoşa giden dikdörtgenin kenarlarının aşağı yukarı 13/21 oranında olduğu saptanmıştır. Bu orana altın kesim (sayı) denilmektedir. Altın kesim, sanat sınırlarının anahtarı sayılmış, birçok heykel ve resimde uygulanmıştır. Parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılır?
Sanatçı içinde yaşadığı toplumsal çevreden etkilenir. | |
Sanat anlayışı toplumdan topluma değişir. | |
Doğal güzellikler sanat eseri değildir. | |
Bazı estetik değerler bilimsel olarak belirlenebilir. | |
Sanat toplumsal bir olgudur. |
40 numaralı soru için açıklama
Fechner 19. yy.'da altın kesim adı verilen bu oranı kullanarak estetiğe ortak bir değerle yaklaşmak istemiştir. Buradan bilimsel olarak (deney.gözlem gibi yöntemlerle) bazı estetik değerlerin belirlenebiieceği yargısına ulaşılır. Cevap D
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir.
40 tamamladınız.
Henüz yorum yapılmamış.